Çocukların Çocukluğunu Yaşayamaması

  • 26 Eylül 2016
  • 1.138 KEZ OKUNDU
Çocukların Çocukluğunu Yaşayamaması

Çocukların Çocukluğunu Yaşayamaması ve Sonuçları

Çocukların çocukluğunu yaşayamaması üzerine güzel bir çalışma… Acaba sonucunda neler oluyor, zararları ne olarak karşımıza çıkıyor… Geçmişte yazmış olduğum denemelere dönüp baktığımda her zaman çocuğun büyümesinin ve gelişiminin toplumsal ve tarihi yönü ile ilgilenmiş olduğumun farkına vardım. Bu ilgi 1970’li yıllarda daha az akademik ve daha çok uygulamalı hale geldi. Birkaç anaokulu ile sınırlı olan uygulamalarım gittikçe daha yaygın hale gelmiştir. Buna ek olarak, sınırlı klinik uygulamalarımda akademik baskının gerilimi altında olan, ama aynı zamanda da kendine yeterlilik ve olgunluk için aşırı isteklerden bunalmış çok sayıda çocuğu görüyordum.

Toplumumuzda çocuklara ne olduğu konusundaki ilgimden dolayı daha popüler makaleler yazmaya, basınla görüşmeye ve profesyonellerin yanısıra ana babalara ve eğitimcilere de dersler vermeye başladım. 1970’li yılların sonunda Psychology Today için acele ettirilmiş çocuklar, yani çok hızlı ve çok erken büyüyen çocuklar hakkında bir makale yazdım. Bu makale Addison Wesley’de yazı işleri müdürü olan Doe Coover’in dikkatini çekti ve Doe Coover benden bu başlığı taşıyan bir kitap yazmamı istedi. Oldukça yavan ve akademik olan ve Doe tarafından kabul görmeyen ilk makaleyi yazdım.

Acele Ettirilmiş Çocukluk

Doe, beni bu makaleyi daha popüler bir tarzda yazmam için özendirdi ve ben de yazdım. Acele Ettirilmiş Çocuk’u yazmak benim için çok özel bir deneyim oldu. Okuduğum ve duyduğum her şey bu temayla ilgili görünüyordu. Bir bekleme odasında dergileri okurken bile bu kitap için örnekler buluyordum. Kupürlerini topladıktan sonra kitabı altı haftada yazdım; yıllardır okuduğum ve düşündüğüm her şey birdenbire bir araya geldi. Bu kitabın başarısı, insanların bam teline bastığımı gösterdi. Acele ettirilmiş çocuk hakkında birçok dergi için çeşitli makaleler yazmayı kabul ettim.

Bu kitapta yayınlanan “Acele Ettirilmiş Çocuk” öğretmenler ve öğrenciler için yazıldı. Bu yazı, kitaptaki konulara okuma öğretiminin zamanından önce verilmesinde açıkça görebileceğimiz aceleye getirmeyi vurgulayarak ışık tutmaktadır. “Küçük Yaşta Aşırı Yüklenme” adlı bir sonraki deneme aynı konunun daha ayrıntılı bir tartışmasıdır. Yine, küçük çocuklar üzerindeki baskıları toplumumuzda gerçekleşen birçok değişikliğe bağlamaya çalıştım. Bu bölüm, küçük çocukları dört nala koşturmama ve insan gelişimine uygun olan uygulamalar doğrultusunda düşüncelerimi belirtmeye çalıştığım sürede, birçok ana baba ve öğretmenin yıllardır bana yönelttikleri soruların koleksiyonu ile sona ermektedir.

Çeyrek yüzyıldan fazla ana babalara seslendiğim süre içerisinde bu sorular çok fazla değişmemektedir. Okumayı erken öğrenme, tam gün/yarım gün ana okulları, okula başlama yaşı, sınıfta kalma veya geçiş sınıfları küçük çocukların ana babaları için hâlâ önem taşıyan sorulardır. Son yıllarda birkaç yeni soru ortaya atılmıştır ve bunlar çok kültürlü eğitim ve eşcinsel ana babalardır. Ana babaları yanıtlarken onların ilgilerine ve kaygılarına duyarlı olmaya ve yanıtlarım için gelişimsel bir çıkış noktası bulmaya çalıştım.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ