Didem Madak

Hayatımı hiç nokta konulmadan yazılmış bir çocuk romanı olarak yeniden kurmak istiyorum.
1970 İzmir doğumlu… 2011’de kanser sonucu İstanbul’da hayata gözlerini yumdu. 9 Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu. Öküz dergisi yazarlarından. İlk kitabı Grapon Kağıtları ile İnkılap Kitabevi şiir ödülünü kazanmıştır…
Ben toprağa otuz altı numara ayaklarıyla basan, biraz şaşkın bir kadınım. Tuhaf bir masal… Hayatım uzun süren bir şaşkınlıktan ibaret olacak sanırım.
Uslu, içine kapanık bir çocuktum ben. Ancak nedense birdenbire olmadık şeyler yapardım ben. İlkokul birinci sınıftayken evden kaçtım. Lisenin bahçesine gidip ayaklarımı kırmızı balıklı havuzun içine soktum. Bahçede iğde ağaçları vardı bir de. Beni akşama buldular. O gün annemden yediğim dayak beni epey idare etti. On sekiz yaşıma kadar bir daha evden kaçmadım.
Sonrasında tekrar evden kaçmaya karar verdim. Babama hitaben artık büyüdüğümü ve diğer bazı ehemmiyetli hususları belirten bir mektup yazdım. Sanırım kırmızı balıklı havuzu özlemiştim. Ancak bu kaçışımda bir daha eve dönmedim. Hatta evlenip kaçarak evlenen ilk şehirli kız unvanını aldım.
Eğer bir şairsem, o gün şair olmuşumdur…
İlkokuldayken sınıfımızda hep şımarık zengin çocukları vardı. Müstahdemin oğlu da bizim sınıftaydı. Onu hep iter kakardık. Çok ezik ve sessizdi. Bir gün işi iyice azıtıp onu bir köşeye sıkıştırdık ve mataralarımızdaki suyu kafasından döktük. Soğuktu… Üşümüştü ve titriyordu. Birden gözlerim onun kapkara, kocaman ve acı çeken gözleriyle karşılaştı. Afalladım ve kalakaldım. Eğer şairler birdenbire şair olabiliyorsa ve ben de bir şairsem, işte o gün şair olmuşumdur kesin. Belki o kara ve kocaman acıdan özür dilemek için yazıp duruyorumdur.
On üç yaşımdayken annem öldü. Hani bazı insanlara isimleri çok yakışır ya, işte annem o insanlardandı. İsmi Füsun’du. Annemden bana kalan tek miras bir sihirdir. Onu ne zaman özlesem hep bir şiir yazarım.
Kızı üç yaşındayken Didem Madak vefat etmiştir. Bazı durumlarda anneden geçer ağrı. Didem’in ağrısı da sirayet etmişti kızına…
Öküz dergisi röportajından alınmıştır.