Finlandiya Eğitim Sistemi
Finlandiya Eğitim Sistemi nedir, Eğitim Modelinin özellikleri
Finlandiya Eğitim Sistemi muhabbetini hepimiz duymuşuzdur, belki muhabbet arasında onlarda başkaymış işler, adamlar başka şeyler yapıyorlarmış cümlesini de kurmuşuzdur. PISA sınavlarından en yüksek puanı alan ülke olduğundan da bahsedilmiştir. Şimdi genel geçer kalıpları bir kenarı atın ve aşağıda sıralayacağım sistemin özelliklerini inceleyin. Bu derlemeden sonra eğitime bakışınız değişecek, bizler ve onların farkını daha iyi anlayacaksınız. İlkokulda ödev yok, günlük dört saat, haftalık yirmi saat ders yapılıyor. Etüt, hafta sonu kursu, dershane, “çıkarın kağıdı kalemi yazılı yoklama yapacağım” nedir, ne anlama gelir bilmiyorlar bile. İşte tüm detaylarıyla Finlandiya Eğitim Sistemi, özellikleri, incelikleri ve farklılıkları…
Finlandiya Eğitim Sistemi vs Türk Eğitim Sistemi
1) Biz okula başlama yaşını altı bezli döneme çekmeye çalışıyoruz. Finlandiya’da “7” yaşında okula başlanıyor. Hatırlarsanız bir dönem 60 aylık çocukların okula başlaması planlanırken, eleştiriler sonrası 72 aya çekilmişti bu süre.
2) Türkiye’de çocuklar birkaç sokak ötedeki okullarına bile mutlaka servisle gidiyor. Finlandiya’da ise çocuklar birinci sınıftan itibaren okula yürüyerek veya bisikletle gidiyorlar. Özel durumlar haricinde çocuklar okula aileleri tarafından götürülmüyor.
3) Bizde müfredat ve ders kitapları eğitimin baş aktörleri olarak biliniyor. Eğitim kalitesindeki zayıflık genelde bu ikisinin suçu olarak görülüyor. Ama Finlandiya’da çok basit bir müfredat var ve pek değişmiyor. Öğretmenler okutulacak kitapları kendileri seçiyorlar ama yine de ortalıkta pek ders kitabı gözükmüyor. Yani Fin eğitim sisteminde ders kitapları bırakın aktör olmayı, figüran bile değil. Figüranların başrol oynadığı ülkemiz eğitim sisteminden gişe hasılatı beklemek bu yüzden bir hayal.
4) Türkiye’de birinci sınıf öğrencilerinin velileri “Bizim çocuk bugün Matematikten 90 aldı,” diye gururla gezebiliyor. Resmiyette not verilmiyor olsa bile öğretmenler sağ olsunlar kendi inisiyatiflerini kullanarak büyük bir özveriyle testler hazırlıyor ve çocukları sınav dolu bir geleceğe hazırlıyorlar. Ama Finli öğrencilere okulun ilk altı yılında asla not verilmiyor. Buradaki öğrenciler ilk olarak 16 yaşına geldiklerinde ülke genelinde bir sınava giriyorlar.
Fin Okullarında Hizmetli Yok
5) Türkiye’de öğrencilere çöp attırsanız ertesi gün muhtemelen velileri okulu basıp olay çıkarır. Ama Finlandiya’da öğrenciler okulun tüm işlerini nöbetleşe sistemde birlikte yapıyorlar. Yani Fin okullarında hizmetli yok, tüm işler öğrenciler tarafından yapılıyor. Böylece sorumluluk duyguları gelişiyor.
6) Finlandiya’daki okullar öğrencilerin rahat edebileceği şekilde tasarlanıyor. Sınıflarda yaparak-yaşayarak öğrenme modeline uygun alanlar mevcut. Binaların fiziksel özellikleri öğrencilerin evdeymiş gibi rahat etmelerini sağlayacak şekilde düşünülüyor. Türkiye’de ise her şeye hazır olan öğrenciler yıllardır komutla rahatlıyor. “Beni rahatta dinleyin” diye bağıran müdürün karşısında ne kadar rahat olunursa tabi…
Ülkelerin Eğitim Kalitesini Ölçen PISA Puanı ve Ülke Listeleri
7) Türkiye’deki özel okullarda ders saati 8. Ama yetmediği için okul çıkışında etütler, hafta sonu kursları ve özel derslerle bu sayı günde 12-14 bandını yakalıyor. Finlandiya’da ise günlük ortalama ders saati 4. Dünya eğitim ligindeki sıralamamıza baktığımızda, nitelik ve nicelik kavramlarının ne kadar önemli olduğu gün yüzüne çıkıyor.
8) Türkiye’de bütün öğretmenler kendilerini mesleğin zirvesinde görüyor. Sınav sonuçları kötü geldiğinde genelde öğrenme güçlüğünden bahsediliyor. Öğretme güçlüğü çeken öğretmenlerin durumu hep sümen altı ediliyor. Bu yüzden mesleki gelişimle ilgili düzenli bir çalışma yok. Finli öğretmenler ise haftada en az 2 saat hizmet içi eğitime katılmak zorunda.
9) Türkiye’de, “Hiçbir şey olamazsa, bari öğretmen olsun,” mantığı devam ediyor. Ama Finlandiya’da öğretmenlik mesleği toplumun en gözde mesleklerinden bir tanesi! Öğretmenler master derecesi olanlar arasından seçiliyor. Lise mezunları arasında öğretmenlik için müracaat edenlerin ancak yüzde onu öğretmen yetiştirme programına kabul ediliyor.
10) Ülkemizde öğretmen olabilmek için sınavdan geçer puan almak yeterli. Finlandiya’da ise öğretmen olabilmek için üç aşamalı bir testten geçmek zorundasınız. Bu aşamalar arasında mülakat, ders anlatma gibi bölümler de var. Ülkemizde heykeltıraş olmak isteyenlere bile özel yetenek sınavı uygulanırken, etten kemikten gerçek insanı şekillendirecek olan öğretmenlerin çoktan seçmeli sorularla mesleğe kabul edilmesi kabul edilebilir bir şey değil. Bu maddeye kısmen de olsa tik koyabiliriz artık, ülkemizde tartışmalı olsa da bir mülakat sistemi başladı.
11) Finlandiya’da öğretmenlerin gelir düzeyi oldukça iyi. Kendi mesleği haricinde bir iş yaparak ek gelir elde etmeye çalışan öğretmen yok denecek kadar az. Bizde de ek gelir için bir şeyler yapmayan öğretmen yok denecek kadar az. Çünkü aldıkları maaş faturalara bile yetmiyor. Öğretmenlerin fatura ödemek için başka şeylerle uğraşması neticesinde oluşan durumun faturasını da bütün millet ödüyor.
Bu ülkede İlk “6” Yıl Ödev Yok
12) Türkiye’de en başarılı öğretmen en çok ödev verendir anlayışı hala devam ediyor. Ama Finlandiya’da öğrencilere ödev verilmiyor. Öğrenmenin yeri okul olarak görülüyor. Bu yüzden Finlandiya’da akşamları çocuğunun proje ödevi için kartona boncuk dizen veli yok.
13) Finlandiya’da hiçbir babayiğit resim dersinden öğrenci alıp matematik çalıştıramıyor. Bizdeyse öğrenciler matematik dersinde sıkılıp defterlerine resim yapıyor. Sonra matematik öğretmeni çocuğu resim dersinde yakalayıp matematik çalıştırmaya götürüyor. Döngü bu kadar kısırken, sistemin üretken bireyler yetiştirmesini beklemek tabi biraz zor oluyor.
14) Bizim sınıflarımızda eğer bütün öğrenciler yerlerinde oturuyor ve ses çıkmıyorsa, o sınıfın öğretmeni övgü alıyor. Ama Finlandiya’da durum tam tersi… Eğer bir sınıftan hiç ses çıkmıyorsa, öğrenciler sıralarında oturuyor ve hiç kalkmıyorlarsa o öğretmen soruşturmaya alınıyor. Çünkü Fin eğitim sisteminde ders anlatan bir öğretmen yok. Hep birlikte etkinlik yapan sınıflar var. Bu yüzden Fin okullarındaki sınıflarda, “Ayakta gezinme evladım, otur yerine,” sözü pek duyulmuyor.
15) Finlandiya’daki okulların kantinlerinde su, süt ve meyveden başka hiçbir şey yok. Bizdeyse işin suyu çıkmış durumda. Her teneffüs çikolata yiyen çocukları 8 saat sırada oturtmaya çalışmak öğretmenler için büyük imtihan! Belki de bu yüzden teneffüste sınıflardan hızlı boşalma rekoru bizde. Bu yıldan geçerli olmak üzere (2016-2017) kantinlerde satılacak gıdalara yönelik bir çalışma MEB tarafından yapıldı.
Amerikalı Araştırmacıyı Şaşırtan Finlandiya Eğitim Sistemi videosu izle
Amerikalı ünlü yönetmen Michael Moore, Finlandiya eğitim sisteminin başarısının sırrını çözmeye çalışıyor.
Eğitimin temeli eşitlikten geçiyor
Türkiye’de dershanelerin kapatılmasıyla gündeme gelen eğitimde fırsat eşitliği kavramı daha uzun süre tartışılmaya devam edeceğe benziyor. Devlet okullarının eğitim kalitesinde bir istikrarın olmaması, özel okulların sayısı ve fiyatlarının da yüksek oluşu Türkiye’de eğitim hakkının eşitliğine darbe vuran ana etkenler olarak gösteriliyor. Finlandiya’nın eğitim sisteminde özel okul bulunmuyor ve eğitim harcamalarının tümü devlet tarafından destekleniyor.
Finlandiya’da okulların birbiriyle rekabet halinde olmaması okulların başarı düzeyini birbirine yakın bir düzeyde tutuyor.
Finlandiya’da eğitimde eşitliğe verilen önem üst düzeyde, bunun neticesinde tüm çocuklar zeka seviyeleri ve becerileri hangi seviyede olursa olsun aynı sınıfta eğitim görüyorlar.
Maaşlar arasında uçurum yok
Türkiye’de öğretmenler, yöneticiler kıdemlerine ve pozisyonlarına göre farklılık gösteren miktarda ücret alırlarken, Finlandiya’da öğretmenler ve yöneticiler birbirine yakın maaşlar alıyorlar. Bu durum eğitim maliyetlerini düşük tutarken, eğitim için ayrılan bütçenin büyük bir kısmının sınıf ortamına aktarılmasını sağlıyor.
Ülkemizde eğitim sistemi üzerinde daha kaç değişiklik yapılır bilemeyiz ama sanırım bir çok öğrenci ve veli Finlandiya’nın eğitim sistemini öğrendikten sonra bir iç çekmiştir. Sistemin temelinde eşitlik ve öğrenciyi birey olarak görme olgusunun yerleşmesi öğrenciyi eğitimden uzaklaştırmadan akademik başarıya ulaştırıyor. Öğretmenlerin de sistemi ihtiyaç ve ilgilere göre şekillendirebilmesi bu sürece katkı sağlıyor.