Erik Erikson Kimdir
Erik Erikson Kimdir, Eğitim Hakkında Düşünceleri, Eğitim Felsefesi, Psikososyal Gelişim Kuramı
Eğitim felsefesi okuyanların, bilenlerin öğrendiği ilk üç isimden biridir Erik Erikson. Eğitim hakkında ciddi düşünceleri olan, psikolojik ve sosyolojik araştırmalarıyla bunları pekiştiren ve eğitimde çığır açmış bir bilim adamıdır. Düşünceleri güncelliğini korumakla birlikte üzerine konularak yaşatılmaktadır. Peki Erik Erikson Kimdir, eğitim hakkında düşünceleri nelerdir, eğitim felsefesi nedir, kimlerden etkilenmiştir, eserleri nelerdir…
Erik Erikson Kimdir, Nerede Doğmuştur, Çalışmaları Nelerdir
Danimarka asıllı Amerikalı psikanalist (Almanya/Frankfurt 1902). Münih Kunst Akademi’ye devam etti, daha sonra Floransa’ya yerleşti. 1927′de S. Freud ile tanışarak Viyana Psikanaliz Enstitüsü’nün öğrencilerinden oldu (1933). 1933′te ailesiyle ABD’ye göç etti. Boston Psikanaliz Enstitüsü’nde çalışmaya başladı (1934), bir yandan da Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi’ nde ders vermeye başladı (1935-1936). 1936′dan 1939′a kadar Yale Üniversitesi’nde Psikanaliz Kürsüsünde çalıştı.
Sosyal antropolojiye ilgi duymaya başladı. 1939′da ABD yurttaşlığına geçerek o güne kadar kullandığı üvey babasının soyadı Homburger’i bıraktı. 1939′dan sonra Kaliforniya Üniversitesi’nde Psikoloji Kürsüsü Çocuk Psikiyatrisi araştırmacısı olarak çalıştı. Burada Jean Mac Farlane’nin araştırmalarına katılarak çocuk psikolojisi üzerinde uzmanlaştı, profesörlüğe yükseldi (1942). 1951′de Kaliforniya Üniversitesi’nden ayrıldı ve Austen Függs Center, Pittsburg Tıp Fakültesi, Harvard Üniversitesi, ayrıca Massachusetts Institufe of Technology ve Palo Alto gibi bilim merkezlerinde çalıştı.
1960-1970 arası Harvard’ da psikiyatri kürsüsü ve insan gelişimi okutmanı olarak görev aldı. 1970′te emekli oldu. 1972′den sonra San Francisco Maunt Zion Hastanesi’nde psikiyatri danışmanlığı yapmaya başladı. Freud’un Ben (Ego) psikolojisini geliştirerek klinik bulgularla destekledi. Çocuk gelişiminde aileyle birlikte çevrenin, :toplumsal değer ve yargıların etkisinin olduğunu kabullenir. Çalışmaları kendisine Pulitzer ve Aldrich ödüllerini kazandırdığı gibi birçok madalya, armağanlar kazandırdı.
Erik Erikson ve Eserleri
Chilbood and Society (Çocuk ve Toplum) 1950, Identity and the liye Cycle (Kimlik ve Yaşam Kesiti) 1958, Youth, Change and Challange (Gençlik: Değişim ve Karşı Çıkma) 1963, Indentity, Youth and Crisis (Kimlik, Gençlik ve Bunalım) 1964, Gandhis Truth (Gandi’nin gerçeği) 1970, Adut-hood (Olgunlaşma) 1978.
Erik Erikson Felsefesi Nedir, Eğitime Dair Düşünceleri
Erik Erikson, hem Freud’un hem de Montessori’nin öğrencisiydi ve onun oyun anlayışı bu her iki öğretmenin izlerini taşımasının yanısıra, kendi eşsiz dehasını da yansıtmaktadır. 1896’da Montessori tıp fakültesini bitirdiğinde, Sigmund Freud nörolojiden vazgeçmiş ve psikonevrozlar konusundaki araştırmalarına başlamıştı. 1895’te Freud ve Joseph Breuer Histeri Üzerine İncelemeler (Breuer ve Freud, 1937) adlı klasik kitaplarını ilk kez yayınladılar ve 1904’te Freud Rüyaların Yorumu’nu yayınladı.
Freud’un, bir tür iş olarak oyun kavramını paylaşması şaşırtıcı değildir. Örneğin, Rüyaların Yorumu’nda kabul edilemeyen bilinçaltı istekleri ve dürtüleri kabul edilebilir hale getiren, eğer şifresi çözülmezse bilinçli rüya imgelerine dönüştüren zihinsel süreçler anlamında “rüya işi”nden sözetmiştir. Rüya işinin açıkça uyum sağlayıcı bir işlevi vardır; bu, eğer bilinmiş olsa kişiyi uyandıracak ve gerilime sokacak istek ve dürtülerle rahatsız edilmeden uyumasına olanak sağlar. Çocukların hayallerinde ve oyunda, rüyalarda gördüğümüz aynı mekanizmaların işlediğini görürüz (yer değiştirme, yoğunlaşma, yerine geçme). Örneğin, bir analizci, blok oyununda bir çocuğun blokları insan yerine kullanabileceğini, blokları yere yıktığında ise bu insanlara karşı olan duygularını yansıttığını ve belirli bir oyun türüne birçok farklı yaşam temalarını yoğunlaştırdığını söyleyecektir.
Çocuk, Oyun ve Eğitim
Oyun işi bu nedenle rüya işine paraleldir. Ancak Freud’un oyun ve iş tanımının, Montessori’nin yapmış olduğu tanımdan daha farklı bir sıralaması vardır. Birincisi, Koffka (1927) ve diğer psikologlar için olduğu gibi Montessori için de oyun çocuk davranışının baskın türüdür; çocuk, doğası gereği oyun oynayan bir yaratıktır. Montessori’nin savunduğu, oyunun gereksiz bir davranış olmadığı, en azından olmaması gerektiğidir. Oyun, sosyal uyumun hizmetinde olmalıdır.
Öte yandan Freud, birincil ve ikincil düşünce süreçlerini ayırt etmiş ve çocukların her ikisini de başarabildiklerinin farkına varmıştır. Birincil düşünce süreçleri rüya süreçlerini içerir, ikincil düşünce süreçleri ise mantıksal ve matematikseldir. Bu nedenle Freud, iki tür uyumdan ve iki tür uyum sağlayıcı süreçten sözetmiştir. Uyumun bir türü zevk peşindeki içgüdülere yönelmiştir ve zevk ilkesi olarak adlandırılır. İkinci tür uyum dış dünyaya yönelmiş olup gerçeklik ilkesi olarak adlandırılır.
Böylece Freud, Montessori’den iki önemli açıdan ayrılmıştır. Birincisi, çocuklar sadece gerçeklik ilkesine değil ama zevk ilkesine de bağlı olarak hareket ederler. İkincisi, oyun bir uyum olması nedeniyle enerji gerektirmektedir; uyum sosyal bir uyum değildir, en azından doğrudan bir uyum değildir. Psikodinamik bakış açısına göre oyun, bireyin dış dünyayı öğrenmesinden çok kendisini öğrenmesiyle daha yakından ilişkilidir. Oyun, yerleşmiş sosyal ilişkileri tehdit eden içsel güçlerimizi kontrol edebileceğimiz bir araçtır. Buna bağlı olarak Montessori, çocukların oyunlarının işe göre ikincil konumda olduğunu söylerken, Freud ise çocukların işinin (birincil süreç iş) oyuna göre ikincil konumda olduğunu söylemiştir.
Oyuna bu bakış açısı nükte ve mizaha kadar uzanır. Freudçu bakış açısına göre şakaların her zaman cinsel ve saldırgan bir içeriği vardır. Rüyalar gibi şakalar da kabul edilmeyen dürtülerin tehdit yaratmayacak biçimde ifade edilmesine olanak sağlar. Gülme, bastırılmış kızgınlıktan, cinsel dürtülerden ve duygulardan kaynaklanan gizli kalmış gerilim deposunun serbest bırakılmasıdır. Böylece, oyun oynama nedenimizle gülme nedenimiz aynıdır; derinlere gizlenmiş çatışma, kaygı ve isteklerimizi eğer biçim değiştirmişse oyunla kabul edilebilir yollardan ifade edebiliriz.
Umarım Erik Erikson Kimdir sorusuna istediğiniz doygunlukta yanıt bulabilmişsinizdir. Yorumlarınız bizim için önemli, bekleriz…
Eriksonu sadece telefon markası sananları hemen konunun dışına alalım :)